
BAŞLICA İBADETLER
NAMAZ
Namaz, İslam'ın beş şartından biri olan, günün belli vaktilerinde ve abdest alınarak yerine getirilen ibadettir.
Namaz ibadetlerin en üstünüdür. İslamın ikinci şartıdır.
Arapçada namaza (Salât) denir. Salât, aslında dua, rahmet ve istiğfar demekdir. Namazda, bu üç mananın hepsi bulundugu için, salât denilmiştir.
Adem aleyhisselamdan beri, her dinde bir vakit namaz vardı. Hepsinin kıldığı bir araya toplanarak, Hz. Muhammed aleyhisselama inananlara farz edildi.
"Ey iman edenler, rüku edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin ve hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz." (Hac Suresi, 77)
Namaz, Allahü tealaya ve Resûlüne imandan sonra, bütün amel ve ibadetlerden daha üstün bir ibadetdir.
Dinimizde ilk emredilen farz namazdır. "Namaz, müminlere belli vakitlerde farz kılındı." (Nisa, 103).
Kıyametde de, imandan sonra ilk soru namazdan olacaktır.
Namaz, İslam dininde imandan sonra en kıymetli ibadetdir. Allahü teala, kullarının yalnız kendisine ibadet etmeleri için namazı farz etdi. Kur’an-ı kerîmde yüzden fazla ayet-i kerimede (namaz kılınız!) buyurulmakdadır. Hadis-i şerifde, (Allahü teala, hergün beş vakit namaz kılmayı farz etti. Kıymet vererek ve şartlarına uyarak, hergün beş vakit namaz kılanı Cennete sokacağını, Allahü teala söz verdi) buyruldu.
Namaz, dinin direğidir. Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdu ki; Başsız insan olmadığı gibi, namazsız da din olmaz.
İbadetlerin hepsini kendinde toplayan ve insanı Allahü teâlâya en çok yaklaştıran hayırlı amel, namazdır. Sevgili Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdu ki: "Namaz dinin direğidir. Namaz kılan kimse, dinini kuvvetlendirir. Namaz kılmayan, elbette dinini yıkar."
Namaz kılmak, akllı olan ve büluğ çağına giren her erkek ve kadın müslümana farzdır.
İsra suresinin, (Güneşin kayması anından, gecenin kararmasına kadar ve sabah vakti namaz kıl) mealindeki 78. âyet-i kerimenin aslında geçen, (Dülûk-üş şems) öğle ve ikindi, (Gasak-ıl leyl) akşam ve yatsı namazı, (Fecr) de sabah namazıdır. (Beydavi)
"Akşama girerken, sabaha ererken, gündüzün sonunda ve öğle vaktinde Allah’ı tenzih edin!" (Rum 17,18)

ORUÇ
ZEKAT
Müslümanlığın beş şartından biridir. Gün ağarmaya başladığı andan, akşam ezanının okunduğu güneş batışına kadar, hiç bir şey yememek, İçmemek, her türlü kötülükten sakınmak demektir.
Arabi aylardan ramazanda tutulur. Kur'an'da oruç hakkındaki ayetler, Bakara suresinde toplanmıştır. Oruç tutanların imsaktan önce, sabaha karşı yedikleri yemeğe «sahur» denir. Sahurdan sonra oruca başlama zamanı ise, «imsak» tır. Sahur yemeği, imsaktan önce bitirilmelidir. Oruç bozma için yenilen yemeğe de «iftar» denir.
Hıristiyanlıkta ise iki çeşit oruç vardır. Şükran orucu, kilisedeki şaraba batırılmış kutsal ekmeği yeme töreninden üç saat önce hiç bir şey yememektir. Kiliseye mensup olanların orucunda da günde sadece bir öğün yemek yenir. Akşam yalnız kahvaltı edilir. Yılda dört gün tutulur. Oruçları Katolikler tutar. Müsaviler de yılda bir defa kefaret gününde ve tarihlerinin bazı önemli günlerinde oruç tutarlar. Eski çağlarda da bazı kavimler oruç tutardı. Ünlü bilim adamı Dr. Alexis Carrel gibi birçok tıp otoritesi, orucun sağlık bakımından her hususta çok faydalı olduğunu ileri sürerler.
Oruç, imsak vaktinden yani fecrin doğuşundan güneşin batışına kadar yemek ve içmekten uzaklaşmak demektir. Bunun manası, insanlara açlığın ve susuzluğun ne demek olduğunu öğretmektir. Tok, hiçbir zaman açın halini bilmez ve ona merhamet etmez. Oruç, toklara aç insanların neler çektiğini öğretir. Aynı zamanda nefse hakimiyeti talim eder. Farz olan oruç tutma zamanı arabi aylara göre tayin edildiğinden, her sene evvelki seneye göre on gün evvel gelir. Bu sebepten bazan yaza, bazan kışa isabet eder.
Yaz orucuna dayanamayan hasta kimseler orucu kışın kaza edebilecekleri gibi, büsbütün oruç tutamayacak olan çok ihtiyar kimseler oruç mukabilinde fidye, yani sadaka vererek bu borçlarını eda ederler. İslam dininde zor, işkence yoktur. Sıhhatini feda ederek, hastalanarak, ibadet etmeyi Allahü teala hiçbir zaman istememiştir. Allah, çok kerim ve gafur ve rahimdir. Tövbe edenleri affedici ve merhametlidir. Oruç tutmak, Müslümanlara vazife olduğu gibi diğer ilahi dinlerde de emredilmişti.
Kur’an-ı kerim’de mealen; “Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizin üzerinize de Ramazan orucu farz kılındı. Umulur ki, Allah’a karşı gelmekten sakınırsınız!” (Bakara suresi: 183) ve; “Sizden kim Ramazan ayında bulunursa oruç tutsun!” (Bakara suresi: 185) buyruldu. Bir hadis-i şerifte de buyruldu ki: “Bir kimse Ramazan ayında oruç tutmayı farz bilir, vazife bilir ve orucun sevabını yalnız Allahü tealadan beklerse, geçmiş günahları affolur.” İslamiyetin ilk yıllarında her ay üç gün ve aşure orucu tutulurdu.
Bu emir, ramazan orucu farz kılınınca nesh edildi, kaldırıldı. Bu günlerde oruç tutmak herkesin arzusuna bırakıldı. Şaban ayının son günü, Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem hutbelerinde buyurdu ki: “Ey Müslümanlar! Üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki, bu aydaki bir gece (kadir gecesi), bin aydan daha faydalıdır. Allahü teala, bu ayda her gün oruç tutulmasını emretti. Bu ayda, geceleri teravih namazı kılmak da sünnettir. Bu ayda, Allah için ufak bir iyilik yapmak, başka aylarda, farz yapmış gibidir. Bu ayda bir farz yapmak, başka ayda, yetmiş farz yapmak gibidir. Bu ay sabır ayıdır. Sabredenin gideceği yer, cennettir.

Müslüman olan zenginlerin ellerindeki değerlerden, ihtiyaç sahiplerinin hakkı olduğu kabul edilen (Mearic 70/22-25) kısma ve bu ibadete zekat denir. Verilmesi gerekliliği ayet ve hadis ile sabittir. Bu anlamı ile 30 ayette bahsi geçmektedir.
Toplumdaki ekonomik dengelerin zenginler lehine gelişmesiyle, fakir-zengin arası ekonomik, sosyolojik ve psikolojik uçurumun oluşmasına engel olmak gibi bir fonksiyonu vardır.
Zekat'ın kelime anlamı ise, "artma, çoğalma, arıtma, bereket" tir.

HAC
İslam’ın şartlarından biri olup Kabe’yi ve civarındaki ibadet için işaret buyurulan özel yerleri belirtilen vakit içinde usulüne uygun olarak ziyaret edip, yapılması gerekli menasiki yerine getirerek eda edilen farz ibadettir.
Hac Niçin Yapılır?
Her müminin amacı Allah’ın hoşnutluğunu kazanmaktır. Onun rızasını kazanmanın yollarından biri de, peygamberleri aracılığı ile bildirdiği emirleri yerine getirmek, yasaklarından da kaçınmaktır. Allah’ın emirleri insanı iyiye, güzele, doğruya yöneltmek, yasakları ise kötülüklerden uzaklaştırmaktır. Böylece insanı güzel ahlâk sahibi kılarak mutlu olmasını sağlamaktır.
Hac Kimlere Farzdır?
Gücü yeten yani zengin ve sağlıklı olan Müslüman’ın hayatında bir kez haccetmesi farzdır.
Bir kimseye haccın farz olabilmesi için şu şartların bulunması gerekir:
- Hür, ergin ve akıllı olmak,
- Hacca gidip gelmeye yeterli vakti bulunmak,
- Hacca gidip gelinceye kadar ailesinin geçimini sağlamış olmak,
- Gerekli masrafları karşılayacak kadar zengin olmak,
- Sağlıklı olmak,
- Yol güvenliği bulunmak
